12 Mayıs 2013 Pazar

Çorba

  Bir şarkının en güzel yerinde çarpıveren bir arabaya ihtiyacım var. Bir halat, hayatsal fonsiyonlarımı sürdürmeme yardımcı olacak kadar(eksik olmasın) gıdaya da ihtiyacım var. Halatın intihar teşebbüsüyle uzaktan yakından alakası var sanmayın, yok. Halatı söylemesi ve yazması keyifli bir sözcük olduğu için kullandım. Şimdi hangi yüzyılda zırvalıyor olduğumun önemini kavradığım zaman elimde bir telefon, telefonun 80’lerden kalmış olması hususu ile birlikte biraz da, çürümüş otel odasında bulduğum yarısı yenmiş şekerlemeler olacaktır. Evet şekerleme olgusunun da intihar için kulanılan, aç mideye indirilen bir kutu ağrı kesici ile imkalar dahilinde bir internet bağlantısı olduğunu düşünüyorum. Kafam çorba gibi. Knor değil zira kanserojenmiş, komşu teyze onu dinlemediğim bir zamanda bilinç altıma tığ ile işlemiş olmalı bunu. Çorba kaynayadursun, çünkü sigaramı yakmak için tencerinin altında yanan ocağın yardımına ihtiyacım var. Hiç çakmağım olmadı, onun yardımına ihtiyacım yok. Kafatasıma dolan ve yudumlamaya cürret edemediğim mercimek çorbasının istenci ile elimdeki telefonu yutuyor, şekerlemelerle ezbere bildiğim tek numarayı arıyorum. 4 kez haykırarak çalıyor, açmayacaklarından adım gibi emindim. Bana karşı çıkan kendinden emin bir tavırla şekerlemeyi açıyor. Ses çıkarmıyor, yada ben duymuyordum hatırlayamıyorum. Ona dair diş fırçasının rengi de içinde bulunmak üzere kişisel hiç bir şey hatırlamıyorum. Arasıra farkında olmadan ses tonu geliyor mercimek çorbama. Tam diyorum, açtı telefonu… Çorba soğuyor. Ya çorbayı kaynatacaksın ocakta ya da sigaranı yakacaksın seç diyor. Şekerlemeyi meşgule alıyor. Yeryüzünün rahatımı bozduğunu söyluyorum kendi kendime. Tencerenin içinde kaynayan halat yüzüme bakmaz olmuşken bir ucunu çıkarıyorum elimle. Saçlarımı halatla bağlamam gerektiği tezini öne sürüyorum ki bu sürüş ivmesizdir. Topluyorum. Rahatım yerinde değil diyorum, annem içeriden sesleniyor; nereye koyduysan oradadır… Kırmızı koltuk fobimi de aradan çıkarırım diyerek uyumak için sinemaya gidiyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder